Tebrikler, 40 hafta önce başladığınız hamilelik yolculuğunu bu haftayla birlikte bitiriyorsunuz. Sağlıklı bir gebelik sürecinin son haftası olan 40. haftaya geldiniz ve bebeğinizin karnınızdan çıkıp kucağınıza gelmesine çok az bir zaman kaldı.
Şu günlerde size zaman artık hiç geçmiyor gibi gelebilir. Bu durum üzerinizde biraz stres yaratsa da siz kendinizi rahatlatmaya odaklanın. Sevdiğiniz şeyleri yapın, film seyredin, kitap okuyun, pozitif düşünün. Hatta açık havada yavaş tempoda yürüyebilir, enerjinizi yükseltecek nefes egzersizleri ve meditasyon yapabilirsiniz.
Annelik, büyük bir mutluluk ve heyecan veren kutsal bir duygu. Şimdiden bebeğinizle duygusal bir bağ içindesiniz. Unutmayın ki duygularınız bebeğinize de geçecek. Siz mutlu ve huzurluysanız, beslenmenize dikkat ediyorsanız, onunla keyifli konuşmalar yapıyorsanız, bebeğiniz de karnınızda huzurlu olacak.
İster sezaryen ister normal olsun, doğum süreci sakinlik gerektirir. Biraz daha sabredip beklemeyi sürdürün. O mutlu an gelip de bebeğinizi kucağınıza aldığınızda 9 aylık bu sürecin her şeye değer olacağını anlayacaksınız.
Normal sağlıklı bir hamilelik süreci 40 haftadan oluşur ve siz bu haftayla birlikte 40 haftalık hamilelik yolculuğunun sonuna gelmiş bulunuyorsunuz. Hamileliğin 9. ayı, 36 haftada başlar ve 40. haftada son bulur. Bu hesaba göre gebeliğinizde 9. ayı tamamladınız. Dolu dolu 9 aylık gebesiniz ve artık doğuma hazırsınız.
Gelişimini tamamlayan 40 haftalık bebeğiniz, dünyaya geleceği günü bekliyor. Kilosu, boyu, yüzü ve vücuduyla tam bir yenidoğan bebek görüntüsüne ulaştı. Tüm organları ve vücut sistemleri gelişti. Öyle ki dünyaya gelmiş bir bebekle aynı hareket kapasitesine sahip. El, kol ve bacak hareketleri oldukça gelişmiş durumda. Ancak karnınızda pelvisin neredeyse her yerini kaplıyor, bu da 40 haftalık gebelikte bebeğinizin hareketlerini kısıtlıyor.
Bebeğiniz karnınızda, tam cenin pozisyonunda ve bacakları iyice kıvrılarak yüzüne yaklaşmış bir pozisyonda duruyor. Gün içinde hareket ettiği zamanların dışında, doğacağı günlerde olacağı gibi uyuyor. Karnınızda yaptığı dönmeler ve tekmeler ağırlaşmış olacağı için bu hareketleri belli aralıklarla hissedebilirsiniz. Eğer bebeğinizin hareketlerini hissetmiyorsanız veya normalin dışında bir yavaşlama hissediyorsanız mutlaka durumu doktorunuza aktarmalısınız.
Hamilelik süresi, her anne adayında farklılık gösterebilir. Ama unutmamak gerekir ki doğum, sabır isteyen bir süreçtir. Anne karnındaki bebeklerin yaklaşık yüzde 90’ı, 40. haftaya kadar dünyaya gelir. Ancak yüzde 10’u ise 41. hafta ve sonrasında doğabilir.
Siz de 40. haftanızda doğumu bekliyor olabilirsiniz. Doktorunuz bir sorun yoksa bile artık üç günde bir muayene ve NST için sizi hastaneye çağırabilir. Ultrason ile bebeğin sıvısına ve solunum hareketlerine bakabilir. Normal doğuma karar verdiyseniz ultrason ve NST ile bebeğinizin sağlık durumunu sık sık kontrol eden doktorunuz, her şey yolunda olduğu sürece 42 hafta dolana kadar bebeğin gelmesini bekleyebilir.
Hamileliklerin yaklaşık yüzde 10’u 40 haftadan uzun sürer. Birçok doktor normal şartlarda hamileliğin 42 haftaya kadar uzamasına izin verir. Eğer kendiliğinden başlamıyorsa da doğum doktor tarafından başlatılabilir.
Bazı anne adayları gibi siz de geç doğum sürecinde olabilirsiniz. Eğer hala doğum belirtisi hissetmiyorsanız, moraliniz bozulmasın. Her an doğuma hazır olmak ve sakin kalmak bu aşamada yapabileceğiniz en doğru davranış olacak.
Siz bu süreçte rahat olun ve kararı doktorunuza bırakın. Stresliyseniz veya doğum korkusu yaşıyorsanız, doğum öncesi doktorunuzla tekrar konuşun ve kendinizi rahatlatın. Hatta birebir ebe desteği alacaksanız, pozitif bir doğum deneyimi yaşamak adına aklınızdaki soruları bir de onunla paylaşın. Tüm bunlardan sonra ise dinlenmeye odaklanın ve bu zamanların keyfini çıkarın. Hem kendiniz hem de bebeğiniz için enerji depolamak doğum sonrası için oldukça önemli.
Doğumdan sonra LCP’ler ve DHA önemli rol taşır. Bunları anne sütü ile bebeğinize aktarabilmeniz için yeterli miktarda tüketmeniz gerekir. LCP’ler yağ grubudur ve belli besinlerde bulunur. LCP’nin bazı çeşitleri vardır; mesela AA (Omega 6) ve DHA (Omega 3).
DHA özellikle bebeğinizin beyin gelişimini destekler. Bazı yağlı balıklar DHA içerir ve bu yüzden iyi bir kaynak olarak tanımlanır. Yine de balık tüketiminizin haftada 2 porsiyonu geçmemesine dikkat etmeniz gerekir. Eğer yağlı balık tüketmekten hoşlanmıyorsanız çerez, tohum, koyu yeşil sebzeler gibi başka Omega 3 kaynaklarından yararlanabilirsiniz. Omega 3 için değerli kaynaklar, DHA için ise suni takviyeler mevcut olsa da, doktorunuza danışmadan kullanmanız tavsiye edilmez.